Çarşamba, Ekim 16

YÖK depremin ardından üniversitelerdeki eğitim-öğretim sürecine ilişkin yeni kararlar aldı


Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, 2022-2023 bahar döneminin, yükseköğretim kurumlarının yetkili kurullarınca alınacak kararlarla 20 Şubat’tan itibaren uzaktan eğitimle başlatılabileceğini, nisan ayı başı itibarıyla şartların elverişli hale gelmesi durumunda uzaktan eğitimin yanında yüz yüze eğitim imkanının da sunulduğu harmanlanmış (hibrit) öğretim seçeneğinin değerlendirileceğini bildirdi.

Özvar, AA’nın canlı yayınında yaptığı açıklamada, 6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta art arda meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin 11 ili doğrudan etkilediğini ve ülkeyi yasa boğduğunu ifade etti.

Depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar dileyen Özvar, “Hepimizin başı sağ olsun. Milletimize geçmiş olsun.” dedi.

“Asrın felaketi” olarak nitelendirilen depremlerden 13 milyonu aşkın vatandaşın doğrudan etkilendiğini dile getiren Özvar, “Ülke olarak çok zor günlerden geçiyoruz. Bu zor günleri, devletimiz ve milletimiz ile ele ele vererek, birlik, beraberlik ve dayanışma içinde geride bırakacağımıza yürekten inanıyorum.” diye konuştu.

Gerek arama kurtarma çalışmalarında gerekse depremzede vatandaşlara yardım toplanması ve dağıtılmasında gösterdikleri gayretten dolayı bilhassa gençlerle gurur duyduklarını ifade eden Özvar, şöyle konuştu:

“Yükseköğretim Kurulu Başkanı olarak kendilerine minnettar olduğumu belirtmek isterim. Aynı şekilde, öğretim elemanlarımıza, sağlık personelimize, arama kurtarma çalışmalarına katılan uzman personelimize de ayrıca şükranlarımı sunarım. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yükseköğretim camiamızın, depremin yaralarının sarılması konusunda üzerine düşen sorumluluğu yerine getireceğini bilhassa vurgulamak isterim.”

-“Yükseköğretim öğrencisinin 376 bin 770’i 11 ilde kayıtlı”

Depremden doğrudan etkilenen 11 ildeki yükseköğretime ilişkin bilgi veren Özvar, Türkiye’deki açıköğretim hariç toplam 4 milyon 187 bin yükseköğretim öğrencisinin toplam 376 bin 770’inin söz konusu 11 ilde kayıtlı olduğunu bildirdi. Özvar, bölgede bulunan üniversitelerin, toplam örgün öğrencisinin yüzde 9’una ev sahipliği yaptığını belirtti.

Öte yandan, 11 ilde ikametleri olup Türkiye’nin başka illerinde eğitim alan 299 bin 397 ön lisans ve lisans düzeyinde öğrencinin bulunduğunu aktaran Özvar, bu öğrencilerin yoğun olarak öğrenim gördüğü illere bakıldığında İstanbul’da 40 bin 334, Ankara’da 22 bin 303, Mersin’de 17 bin 647, İzmir’de 14 bin 764 ve Konya’da 10 bin 538 öğrencinin olduğunun görüldüğünü kaydetti.

Bölgede ikametgahı olan veya bölgede eğitim alan toplam 631 bin 430 öğrencinin bulunduğunu ifade eden Özvar, özetle Türkiye’deki örgün ön lisans ve lisans öğrencilerinin toplam yüzde 17,5’inin ya bölgede ikamet ettiğini ya da eğitim aldığını söyledi.

Özvar, bu öğrencilerin depremden en çok etkilenen kitle arasında yer aldığını vurguladı.

Aileleriyle birlikte değerlendirildiğinde depremden doğrudan etkilenen illerdeki yükseköğretim içerisinde bulunan vatandaş sayısının yüksek olduğuna işaret eden Özvar, “Öğrencilerimiz ve personelimiz arasında maalesef kayıplarımız da bulunmaktadır. Ayrıca, birinci dereceden yakınlarını kaybeden öğrencilerimiz ve personellerimiz mevcuttur. Ancak bu aşamada kayıp sayısıyla ilgili olarak bir açıklama yapmayı henüz doğru bulmuyoruz.” ifadelerini kullandı.

-Kampüslerdeki durum

Özvar, depremin olduğu günden itibaren YÖK olarak tüm üniversite yönetimleriyle doğrudan temas etmek suretiyle çok yakın iletişim içine girdiklerini, bu sayede bölgedeki öğretim elemanlarının, öğrencilerin ve idari personelin durumuyla alakalı veriler toplamaya başladıklarını anlattı.

Bu verilerin sürekli güncellenmesi nedeniyle rakamları tam olarak ifade edemediklerini dile getiren Özvar, bu konuda AFAD’ın resmi açıklamaları yaptığını söyledi.

Erol Özvar, “Neredeyse bütün üniversitelerimiz, öğretim elemanlarından, öğrencilerinden, idari personelinden depremden etkilenmiş paydaşlarıyla doludur. Bu bakımdan depremin, kayıplar bakımından neredeyse bütün üniversitelerimizin neredeyse tamamında etkili olduğunu söyleyebiliriz.” dedi.

-“Çoğu kampüsümüzde yıkılan bina olmadığı görülmüştür”

Kampüslerle ilgili de güncel durumu paylaşan Özvar, şöyle konuştu:

“11 ilde yapılan ön incelemeler neticesinde, çoğu kampüsümüzde yıkılan bina olmadığı görülmüştür. Bununla birlikte, çok az sayıda ağır hasarlı binamız mevcuttur. Tüm illerde çoğu binamız kullanılabilir durumdadır ve halen afetzedelere hizmet sunmaktadır. Bu zorlu süreçte kampüslerimiz depremzedelerin barınma ve beslenme ihtiyaçlarının karşılanmasında önemli bir rol almışlardır.

Ülkemizin dört bir yanındaki tıp fakülteleri olağanüstü bir performans göstermektedir. Yine tıp ve mühendislik fakültelerinden gönüllü öğretim elemanlarımızın halen bölgedeki çalışmalara katkılarını memnuniyetle izliyoruz. Üniversitelerimizin diğer fakültelerinden de bölgeye gitmek suretiyle uzmanlıklarıyla insanlarımıza hizmet eden öğretim elemanlarımız da bulunmaktadır. İlk günden itibaren üniversitelerimizdeki öğrenci kulübü, hızlı hareket ederek bölgede çalışmalar yapmışlardır. Bundan sonraki süreçte, yani iyileşme sürecinde, üniversitelerimize çok kritik roller düşmektedir.”

Özvar, illerin tekrar kalkınmasında üniversitelerin ve bilim insanlarının çok büyük katkıları olacağını belirterek, “Önümüzdeki süreçte, gerek depremzedelerin psikososyal rehabilitasyonu gerekse de toplumun yeniden inşasında üniversitelerimizin kendilerine düşen sorumlulukla hareket edeceklerine inanıyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

-Hibrit eğitim seçeneği de değerlendirilecek

Özvar, YÖK tarafından Kahramanmaraş merkezli depremin ülke genelindeki etkileri, depremden etkilenen vatandaşlar ile öğrencilerin barınma durumları, sosyal koşullar ve sürdürülebilir öğretim süreçleri gibi birçok faktörün bir arada değerlendirilerek 2022-2023 akademik yılı bahar döneminin uzaktan öğretim yoluyla tamamlanmasının uygun olacağına daha önce karar verildiğini hatırlattı.

Bütün çabalarının, eğitim ve öğretim alanında normalleşmenin mümkün olan en kısa zamanda sağlanması olduğunu kaydeden Özvar, öğrencilerin eğitimlerini, nitelikten ödün vermeden, mümkün olan en etkin, verimli ve kesintisiz bir şekilde sürdürebilmelerini sağlamak için ön lisans, lisans ve lisansüstünde 2022-2023 akademik yılı bahar dönemiyle sınırlı olmak kaydıyla bazı kararlar alındığını bildirdi.

Bu kararları alırken gerek üniversiteler gerek sivil toplum örgütleri gerek uzman ve bilim insanları ile gerekli istişarelerde bulunduklarını dile getiren Özvar, şöyle konuştu:

“Ayrıca baştan net şekilde dile getirmek gerekir ki alınan kararlar nisan ayı başı itibarıyla yeniden gözden geçirilerek şartlar elverişli hale gelmesi durumunda uzaktan eğitimin yanında yüz yüze eğitim imkanının da sunulduğu harmanlanmış (hibrit) öğretim seçeneği de değerlendirilecektir. Bizler için önemli olan üniversitelerde normalleşme sürecinin bir an önce başlamasıdır. Nisan ayı başları gibi bu aldığımız kararları yeniden değerlendirmek suretiyle imkanların el verdiği ölçüde bu hibrit veya harmanlanmış eğitim sisteminden, yani yüz yüze eğitimi de katmak suretiyle eğitim öğretim faaliyetlerimizin devamını öngördüğümüzü ifade etmek isterim.”

-Uzaktan eğitimle ilgili alınan kararlar

Uzaktan eğitimle ilgili alınan kararlara ilişkin de Erol Özvar, şu açıklamalarda bulundu:

“2022-2023 eğitim ve öğretim yılı bahar dönemi, yükseköğretim kurumlarının yetkili kurullarınca alınacak kararlarla 20 Şubat 2023 tarihinden itibaren başlatılabilecek. Yükseköğretim kurumlarımız, her bir diploma programının teorik eğitimlerinde ‘Yükseköğretim Kurumlarında Uzaktan Öğretime İlişkin Usul ve Esaslar’ kapsamında (6. maddedeki yüzde 30 kısıtı dikkate alınmaksızın) ilgili programın gerekli bilgi, beceri ve yetkinlikleri kazandıracak önlemleri alarak çevrim içi, eş zamanlı veya çevrim dışı, eş zamanlı olmayan uzaktan öğretim yöntemlerini kullanabilecek. Eğitimlerini, Yükseköğretimde Uygulamalı Eğitimler Çerçeve Yönetmeliği uyarınca devam eden programlardaki öğrencilerimiz, bu eğitimlerini yüz yüze sürdürecek.”

-Bazı üniversiteler ile eşleştirilecekleri üniversiteler

Özvar, depremin etkilediği illerde bulunan bir kısım üniversitelerin, deprem dolayısıyla karşı karşıya kaldıkları sorunların çözümünde akademik ve idari görevlendirme yapmak, bilişim desteği sağlamak ve ortak çalışmalar yapmak üzere 8 üniversite ile eşleştirileceğini bildirdi.

Prof. Dr. Özvar’ın açıklamalarına göre, OHAL kapsamındaki illerde bulunan bazı üniversiteler ile eşleştirilecekleri üniversiteler şöyle:

“a) İnönü Üniversitesi – Ankara Üniversitesi

b) Malatya Turgut Özal Üniversitesi – Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi

c) Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi – Gazi Üniversitesi

ç) Kahramanmaraş İstiklal Üniversitesi – Erciyes Üniversitesi

d) Adıyaman Üniversitesi – Atatürk Üniversitesi

e) Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi – Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi

f) İskenderun Teknik Üniversitesi – Necmettin Erbakan Üniversitesi

g) Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi – Eskişehir Osmangazi Üniversitesi.”

-Özel öğrencilik hakkı

YÖK Başkanı Özvar, afet dolayısıyla özel öğrencilik konusunda bazı kolaylıklar da getirerek mağduriyetlerin önüne geçmeyi planladıklarını belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Depremden etkilenen illerdeki üniversitelerde veya birinci derece yakınları bu illerde ikamet edip diğer illerdeki üniversitelerde kayıtlı olan öğrencilerden uygulamalı eğitime devam edecek olanlar, talep etmeleri halinde, birinci derece yakınlarının ikametgahının veya geçici ikametgahının bulunduğu illerdeki üniversitenin eşdeğer diploma programlarında özel öğrenci olarak bu eğitimlerini alabilecek; bahar dönemi sonunda başarılı oldukları uygulamalı eğitimler, eksiksiz olarak kredi yükünden düşülecek, kendilerinden ayrıca eğitim ve öğretim ücreti talep edilmeyecek.

Öğrencilerimiz deprem dolayısıyla ciddi şekilde etkilenmiş bulunuyorlar. Elbette ki arzu ettiğimiz, öğrencilerimizin tamamının bahar yarıyılında eğitim öğretime iştirak etmeleridir. Ancak katılma konusunda mücbir sebeplerle iştiraki mümkün olamayan öğrencilerimiz de olabilecektir. Bu bakımdan kayıt dondurma konusunda da bazı kolaylıklar getirildi. Yükseköğretim programlarında kayıtlı olan ve talep eden öğrencilerin ilgili yükseköğretim kurumlarınca bahar döneminde kayıtlarının dondurulmasına ve bu sürenin programın azami öğrenim süresinden düşülmemesine karar verildi.”

-Öğrenim ücreti ödeme kolaylığı

YÖK Başkanı Özvar, öğrenim ücreti konusunda vakıf yükseköğretim kurumlarına ilişkin bir tavsiye kararlarının bulunduğuna da dikkati çekerek şunları kaydetti:

“Vakıf yükseköğretim kurumlarının, depremden etkilenen illerde birinci derece yakını vefat eden veya birinci derece yakınlarının ikamet ettikleri konutları yıkılan ya da hasar gören öğrencilerinin, ödenmemiş bahar dönemi taksit ödemelerini güz dönemine kadar ertelemelerine ve eğitim-öğretim ücretleri, burs ve barınma ihtiyaçları konularında ayrıca kolaylık sağlamalarına karar verilmiştir.”

-2022-2023 güz dönemi sınavlarına katılamayanlar

Özvar, ön lisans, lisans ve lisansüstü programlarda kayıtlı öğrencilerden 6 Şubat ve sonrasında 2022-2023 eğitim ve öğretim yılı güz dönemine ait final, bütünleme, mazeret, tek ders gibi sınavları ile lisansüstü programlarda yeterlik veya tez sınavı olup katılamayanlar için söz konusu sınavların ilgili yükseköğretim kurumu tarafından belirlenecek ileri bir tarihte yapılmasına karar verildiğini bildirdi.

Alınan kararların başta öğrenciler olmak üzere akademisyenlere, üniversitelere ve ülkeye hayırlı olması temennisinde bulunan Özvar, “2022-2023 bahar yarıyılına eğitimde uzaktan öğretim usulüyle geçiyoruz. Bununla beraber önümüzdeki günlerde nisan ayı gibi gerekli düzenlemeleri tekrar gözden geçirmek suretiyle imkanların el vermesi, elverişli hale gelmesi durumunda yüz yüze eğitim olanaklarının da değerlendirileceğini ifade ederim.” diye konuştu.

TAK/BRT



Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir